İnsanlar enkaz altında donarak öldü.
Perişan, çaresiz, yalnız bırakılmış.
Kayıp sayıları resmi rakamların çok üstünde.
Hepimizi derinden etkileyen bu büyük acının da etkisiyle, Halkın dayanışma duygusu, Devlete, Siyasilere karşı öfkesi de büyüyor.
İhmallere ve tercihlere karşı öfke…
Bunca acının ölümün yıkımların tek nedeni deprem mi?
Yoksa bu gerçeği bilip, yurttaşlarını koruyacak önlemlerin alınmaması, Planların yapılmaması, Halkın güvenli yaşam hakkının ihmal edilmesi değil mi?
Bilimsel gerçekten uzak “kumdan evler yaptınız.”
Deprem sonrası özellikle siyasilerden duyduğumuz “bu konu siyaset üstüdür, siyaseti buna karıştırma, Bu konuda da siyaseten bölünmeyelim”
gibi sözler..
Hem de bunu söyleyip ardından da siyasi yönlendirmeler ile siyasetin danıskısını yapmaya devam ediyorlar.
Oysa DEPREM TABİİ Kİ SİYASETİN KONUSUDUR.
Ölümler, yıkımlar bu felaketin etki oranı, tam da siyasetin konusudur. Siyasetin tercihinin sonucudur, Siyasi iktidarların planlamalarda öncelik verip vermemesi ile ilgilidir.
Tercih kamu yararına planlamayı mı, yoksa rant ve yandaş odaklı, “ben iktidarımı sağlamlaştırayım” yaklaşımı, popilist politikalar ile mi?
Hiçbir bilimsel planlama olmadan oy kaybetmemek uğruna yapılan imar affları Plansız yapılaşma… Ve sonuç kaçınılmaz olarak “felaket”…
Evet, Deprem öldürmüyor, sizlerin siyasal kaygılar ile verdiğiniz tercihleriniz öldürüyor…
