RAMAZAN AYDIN
Tarihte ve bugün baskıcı rejimler olarak bilinen faşist yönetimler ülkelerindeki mevcut halk tarafından seçim ile iktidara gelmişlerdir. Hatta oldukça fazla destek bulmuşlar. 1922 yılında İtalya’da faşist Mussolini yüzde 61,3 oy alırken, Almanya’da ise Adolf Hitler Ocak 1933’te yüzde 43,9 oy almıştır. Parlamenter çoğunluğu oluşturarak iktidarları ele geçirmişlerdir.
Faşizm, baskıcı – anti demokratik – kafatasçı milliyetçilik – demagoji – yalan – dini veya ülke kurucu liderini istismar ederek devletin resmi ideolojisi haline gelen bir yönetim biçimidir.
Ülkemizde herkes, her kızdığını faşistlik ile suçluyor. Sağcı solcuyu, solcu sağcıyı, dindar seküleri, laik şeriatçıyı, her kesim birbirini faşistlikle suçlayabiliyor. İktidar sahipleri muhalefeti, muhalefet iktidarı faşistlikle suçlayabiliyor. Demek ki bu faşizm kötü bir şey.
Faşizmin kötü bir şey olduğu algısı ve düşüncesi Türkiye kamuoyunda ve yönetimin her kademesinde ve halkın arasında kötü bir şey olduğu bilinen bir gerçek. En azından algı böyle.
Bu kadar kötü bir şeye karşı acaba neden bir mücadele derneği, kuruluş yok? Mesela hiç olmamasına rağmen komünizm ile mücadele dernekleri var.
Peki faşizm nedir biliyor muyuz?
Faşizm, bir yönetim biçimi midir? Ekonomik temeli var mıdır?
Faşizm, kapitalizmin gelişimi seyrinde, tekelleşme aşamasında ortaya çıkan zorbacı devlet yönetimidir.
Bir kapitalist ülkeye faşizm ile yönetiliyor diyebilmemiz için orada ekonomik alanda, yani altyapıda banka sermayesi ile sanayi sermayesinin iç içe geçmesi (mali oligarşi) yani bankacının aynı zamanda sanayici olması veya tam tersi sanayicinin bankacı olması gerekiyor.
İşte bu kesimlerin siyasal yönetim ve temsil biçimi devleti en kanlı, en şoven, en emperyalist, kendi çıkarlarına yönelik baskı ile yönetmesidir faşizm.
Tabii her baskıcı yönetim faşist bir yönetim olmaz. Mali oligarşinin oluşması ve bunun baskıcı siyasal diktatörlüğünün olması gerekir.
Halkın tüm demokratik taleplerini çalışan kesimin hak alma mücadelesini devlet gücüyle bastırıp susturulmasıdır faşizm. Aslında bunun nedeni de hakim sınıfların sömürüsünü daha da katmerleştirmesi, kâr paylarının fazlasıyla arttırma isteğidir.
Dönüp bakalım şimdi ülkemizde faşizm var mı, yok mu?