RAMAZAN AYDIN
Devleti bir insana benzetirsek devlet içerisindeki tüm bahsedilen çeteleri, hukuksuzluğu, yasadışı oluşumları ve çıkar ilişkilerini insan bünyesindeki hastalıklar gibi görebiliriz.
İşte bu devlet içindeki hastalığı da tüm kanser olmuş bulguları düzeltmenin ve iyileştirmenin yolu, hukuku işletmektir. Bu hastalıkları ancak hukuk ile yeneriz. Bu sayede hastalığa neşter vurup, çürüyen bölgeleri temizleriz. Devlet, hukuk demektir. Fakat herkes için eşit uygulanırsa, hukuk, gerçek anlamda hukuk olur. Hukuk devre dışı bırakılırsa tabi ki devlette de çürüme baş gösterir.
Bugünkü durum da tam olarak bu. Bu kadar ortaya çıkan bilgi ve belgelere rağmen üzerine gidilmezse, görünen gerçek ile yüzleşilmezse, kapsamlı bir hesaplaşmaya gidilmezse bu durum her üç beş yılda bir karşımıza tekrar tekrar çıkar.
Engelleyebilir miyiz? Engelleyebiliriz tabii ki. Güçlü bir toplumsal tepki ve ciddi bir siyasal mücadeleye ihtiyaç var. Siyaseti halk ile yapıp, toplumsal mücadeleyi yükseltmeliyiz.
Demokrasiden yana, hukuktan yana olan tüm güçler ile bu talana, bu hukuksuzluğa karşı tüm güçlerimizi birleştirmeliyiz.
Muhalefet olarak CHP ise, konforlu alanından çıkmalı, amasız ve fakatsız bu mücadelenin lokomotif gücü olmalı!
Aksi takdirde tüm toplumumuz bu kirli ilişkileri ve devlet yönetme usulünü normalmiş gibi algılayacak. Her biriyle hesaplaşmadığımız sürece Susurluk biter, Peker skandalları patlar; isimler değişir, roller değişir, zihniyet değişmez.