Tarihi zafer sonrası iki yıl ve kazanılan iki seçimden sonrasında tasdiklenen başarı.
1855 yılından bu yana İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kurumsal tarihinde ve belediye seçimlerinde böyle bir mızıkçılık görülmemişti.
31 Mart 2019 tarihinde yapılan seçimler sonrası sonuçları “bir şeyler oldu fakat ne oldu bilmiyoruz” deyip sonucu kabullenemeyen iktidar, ikinci seçimlerde 23 Haziran 2019’da 810 bin civarında olağan üstü fark yiyince, sonuçları kabullenmek zorunda kaldı.
Mızıkçılık işe yaramadı, 3 ay içerisinde iki seçim kazanan Ekrem İmamoğlu’nun zaferi kesinleşmiş oldu.
Aradan geçen iki yıla rağmen hala bu seçim sonuçlarını içine sindiremeyenler İBB yönetiminin “topal ördek” benzetmesi ile çalıştırmamak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.
Belediye meclisi çoğunluğunun özgüveniyle İBB yönetiminin ve İmamoğlu’nun yetkileri elinden alınıyor, atamaları durduruluyor, belediyenin halka dokunmaması için her türlü engel çıkarılarak, İstanbulluların hizmet alması engelleniyor.
“Gençliğimiz var, enerjimiz var, yolumuz uzun, asla vazgeçmeyeceğiz, başaracağız” diyen İmamoğlu’nun işi aslında oldukça zor.
Her şeyden önce, bir devlet kurumu olan İBB, iktidarın gücü ile de devletin hemen hemen tüm kurumları ile de mücadele etmesi gerekiyor.
25 yıl sonra AKP’den alınan İstanbul Belediyesinde, hedeflenen temel yaklaşımlar;
Öncelikle belediye yönetimindeki zihniyet değişikliği – tasarruf – çağdaş şehircilik anlayışı – şeffaflık – mali denetime açık olmak – doğa ve hayvan dostu – modern şehircilik anlayışı – bireylere azınlıklara değil, geniş halk kesimlerinin faydalanabilecekleri faydalanabilecekleri faaliyetler ve planlar – yaşanılabilir ve 24 saat yaşayan bir şehir.
İBB’den beklenti yüksek. Halka hizmette engellerle karşılaşan Ekrem İmamoğlu diyor ki;
“Bilinmelidir ki seçimlerden ötürü İstanbulluya fatura ödetmenin bedeli ağır olur.”
İBB zaferinin ikinci yılı KUTLU OLSUN!
#2YılSonraAynıYerde