Ne yazık ki siyasal iktidar, Türkiye’nin de ağır etkilendiği 1929 Dünya ekonomik buhranına benzer şartları kendi eliyle hazırlıyor.
Ülke hızla buhrana gidiyor.
1929 buhranı ABD’de başlayıp Dünya’yı sarmıştı. Tüm Dünya’yı olduğu gibi genç Türkiye Cumhuriyeti’ni de etkilemişti.
İktidar halkı faize ezdirmem diyerek ve faiz ısrarı nedeni ile üç ağır kur şoku yaşattı. Faiz takıntısı, yüksek kura neden oldu. Halk yoksullaştı.
Yüksek kur üreticide de tüketicide de paniğe neden oldu, piyasada kaos oluştu. Tasarruf edilemez oldu, mal ve hizmet arzı daraldı.
Şirketlerin, bankaların, ülkemizin döviz türündeki borçlanma maliyeti arttı. Sonuç itibariyle borsa çökebilir, ülke döviz ile borçlandığı dış borcunu ödeyemez duruma gelebilir, Temerrüte düşülebilir. İşte bu da Buhran demektir.
Yüksek kur tüm mal ve hizmetlerin maliyetlerini arttırıyor. Bu da her şeye zam demektir. Pahalılık ve yoksulluk demektir. Yüksek kurun kaçınılmaz sonucu bu.
Peki yüksek kurda kazananlar yok mudur? Kimlerdir?
Döviz cinsinden garantili yap işlet ihaleleri alanlar ve kamu özel iş birliğiyle, döviz garantili, devletin de dış borçlarına kefil olduğu firmalar ve müteahhitlerdir tabi ki. Ne yazık ki bu azınlık Türkiye’den daha önemli görülüyor.
Kriz Buhrana Dönüştü
