YENİDEN ULUSAL EGEMENLİK

23 Nisan 1920 tarihinde Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. Kurtuluşun karargahı, büyük tartışmalara sahne olacak olan bu meclis olmuştu.

YENİDEN ULUSAL EGEMENLİK abbas aga forumu

BARIŞ ENGİN

Takvim yaprağında yine bir 23 Nisan sayfası asılı duruyor. Bugün Türkiye demokrasisi için tarihsel kavşaklardan biri olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 101. yıl dönümü.

Kurtuluşun karargahı: TBMM

Ülke büyük paylaşım savaşının ağır sonuçlarıyla karşı karşıyaydı. İstanbul’da sarayda bulunan yöneticiler ülkeyi işgalcilerin arasında paylaştırmış, kendini güvence altına almıştı. Anadoluda ise bir kurtuluş hareketi filizlenmiş, halk arasında örgütlenmişti. Bu örgütlülük; başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, önder kadroların bu kurtuluş hareketini meclisle yönetme kararını almasıyla demokratik bir boyut kazanmıştı.

Bu sayede 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. Kurtuluşun karargahı, büyük tartışmalara sahne olacak olan bu meclis olmuştu.

Karargah olan meclis, halkla birlikte önce savaşı kazanacak; sonrasında halk egemenliğinde yeni bir devleti kuracaktı. Yeni devlet ve meclis; tüm devrimleri hızla yapacak ve egemenliğini alan halkı ayağa kaldıracaktı.

101 yıl sonra durum ne ?

Tarihsel durum böyleyken, bugün nasıl bir ulusal egemenliği kutluyoruz?

16 Nisan 2018 tarihinde gerçekleşen hileli referandumla birlikte meclis ve halk egemenliği saf dışı bırakıldı, başkanlık sistemi adı altında ulusal egemenliği ortadan kaldıran bir sisteme geçildi.

Bununla birlikte…

Meclis işlevsizleştirildi, milletvekilleri tutuklandı. Kazanılmış belediye seçimleri gasp edildi, seçilmiş belediye başkanlarının yetkilerine el konuldu. Siyasal partilerin en temel görevi olan soru sorma hakkına karşı savcı ve kolluk kuvveti gönderildi.

Ne yapmalı?

Devlet kurmuş bir demokratik meclis tecrübesine sahip bir ulus olan bizler, bugün, bu anti demokratik durumla başa çıkmamızın yegane yolu olarak çağımıza uygun meclisler kurmalı ve siyaset yapma irademizi ortaya koymalıyız. Siyasetin en tepesinden aşağıya doğru inen bu egemenliği gasp etme haline temel karşı çıkış noktamız yerel alanlardan ses yükseltmektir. Bunları yapmadığımız sürece nefes alma alanlarımız daralacaktır.

Exit mobile version